“İntihalspor”lular var mısınız akademik şikeyi de soruşturmaya-Selcan TAŞÇI

Ömer Dinçer ’in Milli Eğitim Bakanlığı’na atanmasıyla intihalciliği yeniden gündeme geldi. İyi de AKP’deki tek intihalci Ömer Dinçer mi? Değil.. İki kişi daha var…
Biri yıllardır Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı olarak en yakınında görev yapan… 12 Haziran seçimlerinde Meclis’e Ankara Milletvekili olarak giren Yalçın Akdoğan. “Muhafazakâr Demokrasi” adlı kitabının Dr. Bekir Berat Özipek’in “Muhafazakârlık Akıl, Toplum, Siyaset” adlı doktora tezinden araklama… Pardon, intihal olduğu ortaya çıkınca Akdoğan, Yasin Doğan adıyla yazdığı Yeni Şafak’taki köşesinde özür dilemişti.
Geliyoruz ikinci intihalciye… Adı; Abdülkerim Gök. AKP’nin çiçeği burnunda Şanlıurfa Milletvekili. Onun arak… Yine pardon, intihal öyküsü mü?
Yıl 2007. Abdülkerim Gök Harran Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde Yrd. Doç. Dr. sıfatıyla öğretim görevlisidir.
Marmara Üniversitesi İ.İ.B.Fakültesi’nin yayınladığı derginin 2007 yılı son sayısında “Vergi Direncinin Gelişimi” adlı bir makale yayınlar. Makaleyi okuyan bazı öğrenciler çok şaşırırlar. Çünkü Gök imzasıyla yayınlanan makale Harran Üniversitesi’nden Nihat Küçük’ün çok daha önce kaleme aldığı “Geçmişten Bugüne Vergi Direnci” adlı makaleyle hemen hemen aynıdır. Olaya Üniversiteler Arası Etik Kurul el koyar. Yaptığı inceleme sonucu yüzde 99.9 intihal saptayınca Gök’e cezayı keser… Gök, üç yıl doçentlik sınavına giremez…
Öte yandan… Dün Cumhuriyet yazdı.. YÖK , Ömer  Dinçer’in yaptığı itirazı 5 yıl sonra karara bağlamış, hem intihal suçunu hem cezasını sessiz sedasız ortadan kaldırmış. Aslında devlet ortadan kalktı ya…
Melih Aşık Milliyet

Kaynak: İntihalsporlular var mısınız akademik şikeyi de soruşturmaya – Selcan TAŞÇI

İntihalciler Sözlüğü

Abdullah Topçuoğlu (Prof. Dr.)

AK Parti Siyaset Akademisi’nde ‘Abdullah Hoca şoku’ yaşanıyor. Yıllardır akademide dersler veren Konya Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Abdullah Topçuoğlu’nun intihal yaptığı Yargıtay kararıyla kesinleşti. (Kaynak için bkz:)

Abdülkerim Gök (Doç. Dr. / Milletvekili) 

Abdülkerim Gök. AKP’nin çiçeği burnunda Şanlıurfa Milletvekili. Onun arak… Yine pardon, intihal öyküsü mü?

Yıl 2007. Abdülkerim Gök Harran Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde Yrd. Doç. Dr. sıfatıyla öğretim görevlisidir. Marmara Üniversitesi İ.İ.B.Fakültesi’nin yayınladığı derginin 2007 yılı son sayısında “Vergi Direncinin Gelişimi” adlı bir makale yayınlar. Makaleyi okuyan bazı öğrenciler çok şaşırırlar. Çünkü Gök imzasıyla yayınlanan makale Harran Üniversitesi’nden Nihat Küçük’ün çok daha önce kaleme aldığı “Geçmişten Bugüne Vergi Direnci” adlı makaleyle hemen hemen aynıdır. Olaya Üniversiteler Arası Etik Kurul el koyar. Yaptığı inceleme sonucu yüzde 99.9 intihal saptayınca Gök’e cezayı keser… Gök, üç yıl doçentlik sınavına giremez…(Kaynak için bkz:)

Ahmet Altan (Yazar)

Ahmet Altan Aldatma’yı yürüttü mü? Ahmet Altan’ın ilk günden ‘‘best seller’’ olan kitabı ‘‘Aldatma’’, eşim vasıtasıyla bizim eve de girdi. İhsan Oktay Anar dışındaki Türk yazarların okuma keyfi değil, ıstırabı verdiğini fark ettiğim günden beri fazla seçici davrandığımdan Hande’nin bir akşamda bitirdiği kitapla ilgili fikrini sordum. ‘‘Fena değil. Ama müthiş de değil… Yine de iyi sayılır’’ dedi. ‘‘Hikáye ne?’’ diye sordum. Anlatmaya başladı. Sorunlu sayılmayacak bir evliliği olan kadın, komşuları olan yakışıklı mimarla hiç nedensiz bir ilişkiye giriyordu. Genç, yakışıklı, uçarı mimar bir süre sonra kadından sıkılınca, heyecan tutkunu haline gelen kadın bu heyecanını çalarak gidermeye başlıyor ve sonunda yakalanıyordu. Hikáyeyi dinleyince kahkahayı patlattım. ‘‘Sizin Ahmet Altan bu hikáyeyi yürütmüş kızım’’ dedim. (Kaynak için bkz:)

Ahmet Muhip Dranas (Şair) (Bkz.)

Ahmet Yıldırım (Doç. Dr.)

Hollanda’nın Leiden Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Merkezi “Centre for Science and Technology Studies (CWTS)” Dünyanın en iyi 500 üniversitesi sıralamasını yapıyor. Son raporda, baktık ki Ege Üniversitesi bütün ünlüleri geçmiş ve ikinci sıraya oturmuş! Tabi bir şenlik bir şenlik.. Mesele araştırılınca, Ege’yi ikinci sıraya Ahmet Yıldırım adındaki tek kişinin yükselttiği ortaya çıkmış.. Ama, bu kişinin yayınları mercek altına alınınca, arkada bir ”Atıf karteli” çıkmış.. Bunun üzerine sözü geçen merkezin (Leiden Ranking) direktörü Paul Wouters bu şaibeli durumu açıkladı.. Umarız Ege Üniversitesi rektörlüğü gerekeni yapar. Wouters’in makalesi (için bkz:) (Ayrıca bkz:)

Ali Demir (Prof. Dr. / ÖSYM Başkanı)

İntihalci olduğu iddia edilen son kahraman, YGS’deki “şifreli kitapçıkların” odağı haline gelen ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir. Yine o en dürüstleriymiş, vaktiyle intihal yaptığı ortaya çıkınca, bir özür yazısı yayınlamış. (Kaynak için kkz:)

Ali Sarıkoyuncu (Prof. Dr.)

Ali Sarıkoyuncu tarafından hazırlanıp ilk baskısı 2002 yılında yapılan   “Atatürk-Din ve Din Adamları” isimli kitap, orijinal olmayıp, aynı yazar tarafından yazılan ve birinci cildi 1995 yılında, ikinci cildi de 1997 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı yayını olarak yayınlanmış “Milli Mücadele’de Din Adamları” isimli iki ciltlik eserden istifade ile hazırlanmıştır. Bir nev’i ismi geçen iki ciltlik eserden intihal ile hazırlanıp yayınlanmıştır. (Kaynak için bkz:)

Atilla Yayla (Prof. Dr.)

Zaman Gazetesi yazarı olan Atilla Yayla’nın “intihal girişimi” de yine bu gazetede vuku buldu. İntihali ifşa etmek ise “iktisadiyat.com” yazarı Can Madenci’ye nasip oldu. Olay Madenci’nin; Yayla’nın geçtiğimiz ay Zaman’daki köşesinde yazdığı “Hakikatin Krallığı, İnsanın Köleliği” başlıklı yazısını okumasıyla başlıyor. Olayı kısaca Madenci’nin ağzından aktaralım: “…Yayla’nın yazısını okuyunca biraz şaşırdım. …Yayla gibi sosyalizmden, Marksizmden ve Sovyet Rusya’dan hiç hazzetmeyen birinin Berdyaev ve Tolstoy gibi Rus yazarlardan bahsetmesi, hatta Berdyaev’den haberdar olması garibime gitmişti. Ancak asıl şaşkınlığı Berdyaev’in kim olduğunu öğrenmek için İngilizce Wikipedia’ya baktığımda yaşadım. Çünkü Berdyaev 1948 yılında ölmüştü! Oysa Atilla Yayla Berdyaev’in 1990’da kitap yazdığını söylüyordu. Ama garip bir şekilde, Yayla yazısında bu kitabın ismini vermiyordu. Böyle olunca işin aslını öğrenmek için internette biraz dolandım. Maalesef karşıma çıkanlar bir hayli canımı sıktı, çünkü Yayla’nın yazdıkları kendisine ait değildi ve başka bir yerden alınmıştı. Geçen sene bu zamanlarda burada yayınladığım bir yazıda, Yayla’nın The Economist dergisindeki bir yazıdan kaynak göstermeden parçalar alarak Zaman gazetesindeki bir yazısında kullandığını yazmıştım. Ama bu defa durum biraz daha ağırdı. Yayla’nın yazısının neredeyse ilk altı paragrafı Cato Journal adlı akademik bir dergide yayınlanan bir yazıdan âdeta cümle cümle tercüme edilerek yazılmıştı. Orijinal yazıdan Tolsyoy’la ilgili yerleri alırken Yayla tek bir paragraf dahi atlamamış, sadece bazı ufak tercüme değişiklikleri yapmıştı. Yazısının son paragrafının yarısı da aynı dergide yayınlanan bir başka makaleden “kısmen” tercüme edilerek yazılmıştı.” (Kaynak için bkz:)

Cahit Sıtkı Tarancı (Şair) (Bkz.)

Can Dündar (Gazeteci, Televizyoncu) 

Ancak kamuoyunu öylesine şok edecek sayıda ki bu çalıntı iddiaları, sadece ben burada Can Dündar ile ilgili intihal suçlamalarını aktaracağım. Tabii ki aktaracaklarım, sanat dünyasında “malumu ilam”dan başka şey değil! Halkımızın bilmesinde de fayda var…(Kaynak için bkz:)

Cemal Süreya (Şair) (Bkz)

Elif Şafak (Yazar)

Gördünüz ya, takke ne de çabuk düştü aziz “Kalplerdeki Espas” takipçileri. Mrs. Elif Shafak’ın, Zadie Smith’in “İnci Gibi Dişler” romanından “esinlendiği” haberleriyle çalkalanıyor ortalık. Karşılaştırmalı alıntıları sanal âlemde kolaylıkla bulabilirsiniz. (Kaynak için bkz:) (Ayrıca bkz:) (Ayrıca bkz:) (Ayrıca bkz:)

Fehmi Koru (Gazeteci) 

Fehmi Koru’nun, Taha Kıvanç müstearıyla yazdığı ‘Rupert Murdock satın alırsa, Ertuğrul Özkök Sabah Gazetesinin başına geçebilir’ temalı yazısı Serdar Turgut’tan intihal olabilir mi? (Kaynak için bkz:)

Fikret Evci (Doç. Dr.)

Doç. Dr. Fikret Evci’nin Mimar Sinan Üniversitesi’ne yaptığı profesörlük başvurusunu değerlendirecek olan jürideki beş profesörü uyarıyorum: Dr. Evci’nin yazdığını iddia ettiği kitabın tamamı başkalarından ‘‘makaslama’’dır ve ‘‘eser’’ değil, ‘‘intihal şaheseri’’dir…

Mimar Sinan Üniversitesi’nde 9 Kasım’dan sonra çok önemli bir karar alınacak… Çeşitli üniversitelerden seçilmiş beş kişilik bir profesörler jürisi, Mimar Sinan‘da boş olan mimari restorasyon profesörlüğü kadrosunun kime verileceğini belirleyecek ve bu karar büyük, çok büyük bir önem taşıyacak: Türk üniversitelerinde bilimsel haysiyetin ayaklar altına alınmış olup olmadığını ortaya koyacak…

Bakın, neden:

Üniversite geçenlerde bir gazeteye ilân verdi, profesör kadrosunun boş olduğunu duyurdu, adayların müracaatını istedi ve başvuru bir doçentten geldi… Doçent, ‘‘eserim’’ dediği bir de dosya sundu üniversiteye: Kapağında ‘‘Fatih Medreseler Tekkeler Zaviyeler Sıbyan Mektepleri Üzerine Araştırma’’ diye sadece kelimeler yığınından ibaret sözlerin yazılı olduğu bir dosya…

‘‘Eser’’ olduğu iddia edilen bu dosyayı geçenlerde tesadüfen gördüm ve açık söyleyeyim, dehşet içinde kaldım… Önümde hakikaten bir‘‘şaheser’’ ama bir ‘‘intihal şaheseri’’ duruyordu… Bugüne kadar yürütme, makaslama, intihal etme yahut kolaj yapma yoluyla hazırlanmış çok sayıda ‘‘eser’’ görmüştüm ama, böylesine tesadüf etmemiştim…

Üniversiteye ve jüriye ‘‘asıl çalışma’’ olarak sunulan bu ‘‘eser’’, onu yazdığını iddia eden doçente ait değildi… Dosyanın içerisinde ne varsa Prof. Cahid Baltacı’nın ‘‘Osmanlı Medreseleri’’, Prof. Mübahat Kütükoğlu’nun ‘‘İstanbul Medreseleri’’, ‘‘1869’da Faal İstanbul Medreseleri’’, Turgut Kut’un ‘‘Sübyan Mektepleri’’, Dr. Ahmet Işık Doğan’ın ‘‘Osmanlı Mimarisinde Tarikat Yapıları’’ ve Dr. Özgönül Akay’ın ‘‘Osmanlı Devri İstanbul Sübyan Mektepleri’’ isimli çalışmalarından yapılmış bir derleme, daha doğrusu bir‘‘intihaller zinciri’’ydi… Bu kaynaklar hiçbir dipnotta gösterilmemiş ve bazıları bibliyografyaya bile alınmamıştı… İşin en acı tarafı ise,‘‘araştırmanın sahibi’’ olduğunu iddia eden kişinin, makasladığı sayfaları bilgisayarla yahut daktiloyla yeniden yazma zahmetine katlanmaması, kaynakların fotokopilerini çekip ciltletmesi, orijinal sayfa ve dipnot numaralarını değiştirmeye bile tenezzül etmemesiydi… Meselâ ‘‘eser’’in ilk dipnotunun numarası ‘‘1’’ değil ‘‘46’’ydı, zira o dipnotun geçtiği bölüm Prof. Kütükoğlu’ndan makaslanmıştı… İkinci dipnotun yerinde ‘‘173′‘ yazılıydı, numara sonra 117’ye inmekte ve üniversitelerimizin ilmi haysiyetini de aşağılara indirip ayaklar altına almadaydı…(Kaynak için bkz:)

Hüseyin Ağca (Dr.)

Dr. Ağca, sekizinci ciltteki Fahri Temizyürek maddesinde öylesine suçüstü yakalanmış, öylesine faka basmış ki edebiyat tarihine geçecek bir madde yazmıştır. Fahri Temizyürek’ün akademik özgeçmişini olduğu gibi maddeye aktaran Dr. Ağca, bu aktarmayı yaparken yalnızca cümlelerin birinci tekil kişi olan yüklemlerini değiştirmiş ancak cümlenin diğer kelimelerine bakmayı unutmuştur. Şu cümleler Dr. Ağca’yı ele vermeye yetiyor: Kamu Yönetimi, İngilizce ve Arşivcilik konularında yaklaşık iki yıl süren hizmet içi eğitimimi tamamla… 2004 Yılında yabancı dil seviyemi geliştirmek amacıyla üç ay İngiltere’de dil eğitimi al. (s. 246) (Kaynak için bkz:)

İhsan Doğramacı (Prof. Dr. / Hocaların Hocası!)

Karı-koca İngilizce bildiğimiz için, bir süre sonra Benjamin Spock’un Baby and Child Care adlı kitabını duyduk; elimize de geçirdik. “Hangisini uygulayalım?” diye yanyana koyunca, ikisinin de aynı yapıt olduğunu hayretle farkettik. Bu keşfimizi, o tarihlerde tanıdıklarımıza aktarmakla yetindik… Yıllar sonra, 12 Eylül rejimi Doğramacı aracılığıyla üniversitelere el atmaya başladığında, ben bu eski keşfimizi sevgili dostum Uğur Mumcu’ya anlattığımı hatırlıyorum. Mumcu bu konuyu Cumhuriyet’teki köşesine, belki de benim katkımla taşıdı. Yıllar sonra Prof. Dr. Hasan Yazıcı bu “intihal” olgusunu kamuoyuna yeniden intikal ettirdi. Doğramacı, TÜBA tarafından kınandı; ardından Yazıcı aleyhine dava açtı. Altı yıl sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Doğramacı’yı haklı buldu. Türkiye hukuk tarihinin bir ayıbı olan bu karar, Prof. Yazıcı’yı, kırk yıl önce iki kitabı yanyana koyup okumuş olan Oluş’un annesini, babasını ve Benjamin Spock’un dul karısı Mary Morgan’ı tatmin etmedi. Türkçe kitabı çevirtip inceleyen Mary Morgan, Doğramacı’dan özür talep eden bir mektubu kamuoyuna taşıdı. Birkaç yıl sonra da TBMM’nin Onur ve Yüksek Hizmet Ödülü Prof. Doğramacı’ya verilecekti. (Kaynak için bkz:)

İlhan Berk (Şair) (Bkz.)

İ. Murat Çakmakçı (Yrd. Doç. Dr.)

İsmet Özel (Şair) (Bkz:)

Kemal Alemdaroğlu (Prof. Dr.)

İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu, “Laparoskopik Cerrahi” adlı kitapta intihal yaptığı gerekçesiyle 2003 yılında iki ay meslekten men cezası almış, 2004 yılında ise rektörlükten alınmıştı. Alemdaroğlu’na kitabının intihal olduğu ortaya çıkınca Türk Tabipler Birliği’nce meslekten men cezası verilmişti. (Kaynak için bkz:)

Leyla Erbil (Yazar) (Bkz.)

Mazlum Uyar (Prof. Dr.)

Mazlum Uyar’ın “Şii Ulemanın Otoritesinin Temelleri” isimli kitabı George Washington Üniversitesi İslam Hukuku Profesörü Ahmad Kazemi Moussavi’nin Malezya’da yayınladığı “Religious Authority in Shi’ite Islam” isimli İngilizce eserinden intihal ederek yazdığı öğrenildi. Uyar’ın 100 sayfadan fazla olduğu görülen bu aktarımın içinde 350 kadar dipnotu da noktasına virgülüne varıncaya kadar aynen intihal ettiği. Prof. Moussavi’nin spesifik dipnot açıklamalarını bile kendisininmiş gibi gösterdiği dikkatlerden kaçmadı. (Kaynak için bkz:)

Mehmet Zeki Pakalın (Tarihçi)

İslâm Ansiklopedisi için 1947 bidayetinde yazdığım F e r i k maddesi ayni sene zarfında Ansiklopedinin .35. fasikülüuün 570- 571 sabitelerinde intişar etmişti. Aradan iki sene geçtikten sonra bu makalem Melımed Zekİ Pâkalın’ın bastırdığı. Osmanlı -Tarihi Değimleri ve Terimleri Sözlüğü (İstanbul 1949, fasikül Vll, s- 606-607) ünde yalnız bibliyografyaya ait malûmat atılarak ve bâzı isimler yanlış iktibas edilerek çıkmıştır. Mehmed Zeki Pâkalın’ın yer ve müellif göstermeden yaptığı bu iktibasın tam. bir intihal olduğunu burada belirtmek isteriz.(Orhan Fuat Köprülü) (Kaynak için bkz:)

Mümtazer Türköne (Prof. Dr.) 

Ekşisözlük’te, “tender branson” mahlaslı başka bir yazarın gündeme getirdiği ve belgelerle kanıtladığı üzere Türköne’nin “Politika” isimli, kapağında kendi apostroflu isminin yazdığı kitabın içeriği aslında hiç de özgün değil! Apostrof Mümtaz’ın çevirdiği “fırıldak” oldukça basit. Kitabın sunuşunda “Heywood’un ‘Politics’ kitabından genişçe yararlanılmıştır” diyor ve aklınca işin içinden sıyrılıyor! Kitap boyunca Heywood’dan aldığı sayısız pasajı en basit refaransı dahi vermeden bire bir çevirisini yaparak sanki kend. “Bazı kısımlar” diyor “tender branson” “(ki bu kısımlar genellikle Türköne’nin yazdığı kısımlar) alıntı falan değil, birebir çeviri”. (Kaynak için bkz:)

Necla Arat (Prof. Dr.)

Çağlayan mitinginin düzenleyicilerinden, Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (STKB) Başkanı Prof. Dr. Necla Arat, profesörlük, doktora ve doçentlik tezlerinin çalıntı olduğuna ilişkin iddialar üzerine, yargı yoluna başvuracağını açıkladı. Fehmi Koru, Yeni Şafak gazetesinde Taha Kıvanç ismiyle yazdığı köşesinde, “Arat’ın profesörlük tezinin intihal olduğunu, bu nedenle üniversiteden 6 ay uzaklaştırıldığını, profesörlük unvanını ise bu olayı bilen jüri üyelerinin ayrılmasından sonra aldığını” ileri sürmüştü. (Kaynak için bkz:) Milli Eğitim Bakanı Çelik, şunları kaydetti: ”YÖK’ün yazısında, Prof. Dr. Arat’ın profesörlüğe yükseltilme işleminde intihal tespit edildiği, söz konusu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre Disiplin Yönetmeliğinin ilgili maddesi gereğince, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanlığının 25 Mayıs 1982 tarihli Fakülte Yönetim Kurulu kararı ile Arat’a 6 ay süreyle, ‘Geçici olarak görevden çıkarma’ cezası verildiği beyan edilmektedir.’ (Kaynak için bkz:)

Oğuz Polat (Prof. Dr.)

İstanbul Adli Tıp Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Oğuz Polat’ın son kitabı ‘Ensest’in öğrencisinin tezinden aşırma olduğu iddia edildi. (Kaynak için bkz:)

Orhan Pamuk (Nobel Ödüllü Yazar)

1552′de Kanunî döneminde Kaptan-ı Derya Sinan Paşa’nın yanında üç sene köle olarak çalışan bir İspanyol entelektüelin İstanbul’a ve Osmanlı İmparatorluğu’ndaki gündelik hayata, toplumsal olaylara, bilime, yönetim biçimine, adlî sisteme ilişkin gözlemlerinin aktarıldığı “Pedro’nun Zorunlu İstanbul Seyahati” 1557′de yazılmış. Yazarı meçhul. Çevireni biliniyor: Fuad Carım. Devrin tanınmış yazarlarından Cristobal de Villanon’un kaleme aldığı kuvvetle muhtemel. Meral Okay ile Tarihin Arka Odası’nın pîşekârı Erhan Afyoncu’nun bu kitabı okuyup okumadıklarını bilemiyorum ama Orhan Pamuk “Pedro’nun Zorunlu İstanbul Seyahati”ni bir güzel okumuştur! Daha sonra da -sizleri bilemem- bana “Beyaz Kale” diye okutmuştur! (Kaynak için bkz:)

Nobel Edebiyat ödüllü Orhan Pamuk’un da, Beyaz Kale kitabında, Hariciyeci Yazar Fuad Carım’ın “Kanuni Devrinde İstanbul” kitabından intihal yaptığı iddia edilmişti. Orjinal ve intihal edildiği iddia edilen satırlardan birkaçı şöyle:
Orijinali: “Cenova’dan Napoli’ye giderken, hareketimizi haber alarak Ponz Adaları’nda bekleyen Türk donanmasının hücümuna uğradık” (Carım, 11)
İntihali: “Venedik’ten Napoli’ye gidiyorduk, Türk gemileri yolumuzu kesti” (Pamuk, 11)
Orijinali: “Gene esir düşebiliriz korkusuyla, kürekçileri sıkıştırmaktan vazgeçtiler. …Esir düşerlerse şikáyet göreni feci şekilde cezalandırırlar, hatta yokederler” (Carım, 12)
İntihali: “Esir düşerse cezalandırılmaktan korkan kaptanımız, kürek kölelerini şiddetle kırbaçlatmak için bir türlü emir veremiyordu” (Pamuk,11) (Kaynak için bkz:) (Ayrıca bkz:)  

Hürriyet Gazetesi yazarı Murat Bardakçı 26 Mayıs 2002 tarihinde belgeleri ile yazarı sahtecilik ve intihal ile suçlamıştır. Murat Bardakçı’ya göre Orhan Pamuk’un Benim Adım Kırmızı romanı, hikâyesi ve anlatım şekli ile Amerikalı yazar Norman Mailer‘in Ancient Evenings adlı romanının bir kopyasıdır. (Kaynak için bkz:)

Ömer Dinçer (Prof. Dr. / Başbakanlık Müsteşarı)

Başbakanlık Müsteşarı Prof. Ömer Dinçer’in “intihal” yani bilimsel aşırma yaptığı gerekçesiyle YÖK tarafından cezaya çarptırılması önemli bir adımdır. (Kaynak için bkz:) (Ayrıca bkz:) Üniversite Konseyleri Derneği, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in intihalini sayfa sayfa raporladı. Ayrıntılı raporu internet sitesinde yayınlayan dernek, Dinçer’in akademik ünvanının geri alınması gerektiğini açıkladı. (Kaynak için bkz:)

Özer Uçuran Çiller 

 Özer Bey’in ‘‘Mutlu ve Başarılı Olma Sanatı’’ adlı kitabının büyük ölçüde ‘‘makas’’ ve Amerika’nın en fazla okunan yazarlarının başında gelen Güney Kaliforniya Üniversitesi’nin felsefe profesörü Leo Buscaglia’nın eserlerinden ‘‘derleme’’ olduğunu yazmıştım… ‘‘Özer Bey’in dürüstlük dersini bir de benden dinleyin’’ demiş, kitabının Buscaglia’nın dört ayrı kitabından, ‘‘Birbirimizi Sevebilmek’’, ‘‘Kişilik’’, ‘‘Sevgi’’ ve ‘‘9 Numaralı Otobüsle Cennete’’ isimli eserlerinden talan edildiğini sayfa numaralarına ve makaslanmış ifadelere varıncaya kadar sıralamıştım… Yazdıklarım, hemen o gün TV’lerin haber bültenlerinde yer almıştı…

 Nazlı hanımın (Ilıcak) programında söz döndü, dolaştı, bu ‘‘intihal’’ konusuna geldi… Özer Bey kitabıyla ilgili iddiaların, yani yazdıklarımın nasıl bir ‘‘yalan’’, ne biçim bir ‘‘iftira’’ olduğunu anlattı… ‘‘Buscaglia’dan tek satır bile almadım’’ dedi ve daha da önemlisi, ‘‘Amerikalı yazarın eserlerini, kendi kitabını yayınlamasından çok sonra okumuş olduğunu’’ söyledi.. (Kaynak için bkz:)

Pars Tuğlacı (Yazar) (Bkz.)

Pınar Kür (Yazar) (Bkz:)

Rennan Pekünlü (Prof. Dr.)

Prof. Dr. Rennan Pekünlü, uydurma şaka haberleri gerçek haber gibi sunan Türkiye’deki “zaytung.com” sitesinin bir benzeri olan ABD’deki The Onion isimli derginin internet versiyonu “theonion.com”da bir yazı gördü. Pekünlü, Cumhuriyet gazetesince çıkarılan Bilim Teknik dergisinin 28 Eylül 2007 tarihli sayısında, “çakma haber”in sahteliğini anlamadan, üstelik içeriğini de kendi fikriymiş gibi kaynak göstermeden “makale” olarak yayınladı.(Kaynak için bkz:)

Tuncay Özkan (Gazeteci)

Araştırmacı-Yazar Hakkı öznur’un çeşitli eserlerinden kaynak göstermemek suretiyle alıntıya başvuran Tuncay özkan’ın intihal yaptığı Yargıtay’ca onandı. (Kaynak için bkz:)

Yahya Kemal Beyatlı (Şair)  (Bkz:)

Yalçın Akdoğan (Milletvekili)

Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı olarak en yakınında görev yapan… 12 Haziran seçimlerinde Meclis’e Ankara Milletvekili olarak giren Yalçın Akdoğan. “Muhafazakâr Demokrasi” adlı kitabının Dr. Bekir Berat Özipek’in “Muhafazakârlık/Akıl, Toplum, Siyaset” adlı doktora tezinden araklama… Pardon, intihal olduğu ortaya çıkınca Akdoğan, Yasin Doğan adıyla yazdığı Yeni Şafak’taki köşesinde özür dilemişti. (Kaynak için bkz:)